Cimcime Sultan
Cimcime Sultan, Haymana’nın kaplıca kaynağını keşfedip onunla şifa bulan kişi olarak bilinir. Hikâyesine
göre; çocuğu olmayan bir aile, Saray’dan Cimcime’yi evladı maneviye olarak evlatlık edinir. Onu sever,
büyütürler. Ailenin bir süre sonra bir kız çocuğu dünyaya gelir. Evin küçük kızı büyüdüğünde Cimcime’yi
kıskanmaya başlar. Anne de çocuğu olduktan sonra artık Cimcime’yi evlerinde istememektedir. O’ndan
kurtulmak ister, eşinden Cimcime’yi evden uzaklaştırmasını ister. Sevilmediğini, artık istenmediğini anlayan
Cimcime’nin korku, sıkıntı ve üzüntü içinde bütün vücudunu sivilce ve yaralar sarar. Evde huzuru bozulan
baba da bir süre sonra bu durumu kabullenerek bir gece Cimcime’yi uykudayken kucaklayıp evlerinden
oldukça uzakta bir yere, bugünkü kaplıcanın bulunduğu sık ormanlıktan ibaret olan, sıcak su kaynağı yanına
bırakıp terk eder. Cimcime uyandığında etrafında kimseyi göremez.
Bir süre sonra yaşaması için çabalaması gerektiğini anlar, bu arada yakınında bulunan sıcak su ile yıkanıp
temizlenir. Yıkandıkça da ağrı ve sivilcelerin geçtiğini, yaralarının iyileştiğini fark eder. Cimcime’yi merak
edip bir süre sonra bıraktığı yere gelen baba, onun iyileştiğini, güzelleştiğini görüp hayretler içinde kalır.
Cimcime’ye durumu sorunca da suya girip yıkandıkça iyileştiğini öğrenir. Baba, Cimcime’yi geri alıp
götürmek istese de o buradan ayrılmak istemez, burada yaşamaya devam eder. Cimcime, suyun yararını,
şifasını görmüş, buraya yolu düşen herkese suyu tavsiye etmiş, vefatına kadar burada yaşamış, ölünce de
vasiyeti üzerine çocukken bırakıldığı yere defnedilip türbesi yapılmıştır.